> Blog > SASE > SASE’ye Geçiş için Dikkat Edilmesi Gereken 6 Kritik Nokta

SASE’ye Geçiş için Dikkat Edilmesi Gereken 6 Kritik Nokta

Çalışanların ofis dışından bağlanmasıyla birlikte, işletmelerin ağ ihtiyaçları da karmaşıklaşıyor. Geleneksel ağ güvenliği çözümleri artık bu dinamik yapıyı karşılamakta yetersiz kalırken, SASE modeli, modern ağ altyapılarının güvenlik gereksinimlerini karşılamak için ön plana çıkıyor. Fakat SASE’ye geçiş yaparken, doğru adımları atmazsanız beklenen faydaları bulamayabilirsiniz. Dolayısıyla geçiş sürecinde dikkat edilmesi gereken kritik noktaların farkında olmanız, iş sürekliliği açısından büyük önem taşıyor. Yazının devamında SASE’ye geçiş sürecinde göz önünde bulundurmanız gereken 6 kritik noktayı inceleyebilirsiniz.

Mevcut Ağ Altyapısının Değerlendirilmesi

SASE mimarisine geçişin ilk ve en önemli adımı, işletmenin mevcut ağ altyapısını tüm detaylarıyla değerlendirmekten geçiyor. Yapılan inceleme yeni altyapı için temel oluşturuyor, geçişin ne kadar karmaşık olacağını belirliyor. Kapsamlı değerlendirme yapmadan attığınız her adım, potansiyel sorunları beraberinde getirebiliyor. Bu yüzden mevcut durumu tüm yönleriyle ele almak, başarılı SASE stratejisi için vazgeçilmez bir ön koşul haline geliyor. Değerlendirme sürecinde, işletmelerin aşağıdaki kritik soruları gözden geçirmesi gerekiyor:

  • Ağ Topolojisi ve Performans: Şirketin şu anki ağ yapısı nasıl bir durumda? Ağdaki darboğazlar ve performans sorunları neler?
  • Kullanıcı Haritası: Kullanıcıların nerede nasıl çalıştığı, en çok kullanılan kritik uygulamaların hangileri olduğu ve bu uygulamaların nerede barındırıldığı tespit ediliyor.
  • Güvenlik Yapısı: Mevcut güvenlik duvarı, proxy, VPN ve diğer güvenlik çözümlerinin hangi noktalarda yetersiz kaldığı, nerede güvenlik boşluklarının bulunduğu belirleniyor.
  • Maliyet Analizi: Mevcut güvenlik çözümlerinin toplam maliyeti çıkarılarak, SASE’ye geçişin getireceği potansiyel maliyet avantajları öngörülüyor.

Güvenlik Politikalarının Entegrasyonu

Geleneksel ağ mimarisinde güvenlik, ne yazık ki yamalama yöntemiyle ilerliyor. Şirketler siber tehditlere karşı kendilerini korumak için farklı cihazlar ve yazılımlar kullanıyorlar. Zamanla oluşan dağınık yapı, beraberinde büyük yönetim karmaşası getiriyor. Her güvenlik aracı için ayrı politikalar belirlemek, bunları tek tek yönetmek ve güncel tutmak, hem BT ekipleri için ciddi yük oluşturuyor hem de güvenlik açıklarına davetiye çıkarıyor. Ofis dışından çalışan kullanıcı ile şirket merkezindeki bir kullanıcının aynı güvenlik kurallarıyla korunması neredeyse imkânsız hale geliyor.

SASE’ye geçişin en büyük vaadi, karmaşık yapıyı tamamen ortadan kaldırmak oluyor. SASE mimarisi tüm güvenlik politikalarını bulut tabanlı tek merkezi platformda birleştiriyor. Böylelikle nerede olursa olsun her kullanıcı için aynı güvenlik kuralları uygulanıyor.Entegrasyon sürecinde SASE, aşağıdaki temel güvenlik hizmetlerini tek çatı altında topluyor:

  • Sıfır Güven Ağ Erişimi: Geleneksel VPN’in aksine, Zero Trust “hiçbir zaman güvenme, her zaman doğrula” prensibiyle çalışıyor. Kullanıcının kimliği, konumu veya kullandığı cihaz ne olursa olsun, her erişim isteği sürekli olarak doğrulanıyor. Böylece yetkisiz erişimler en başından engelleniyor.
  • Güvenli Web Ağ Geçidi: Bu hizmet tüm web trafiğini zararlı yazılımlara, oltalama (phishing) saldırılarına ve uygunsuz içeriklere karşı anlık olarak denetliyor. Bulut tabanlı olduğu için, uzaktan çalışan kullanıcının web trafiği de ofisteki çalışan kadar güvende oluyor.
  • Bulut Erişimi Güvenlik Aracısı: CASB olarak da bilinen sistem, bulut uygulamalarınızın güvenliğini sağlamaya odaklanıyor. Hassas verilerin buluta yüklenmesini engelleyerek veri sızıntılarını önlüyor, uygulamalara kimlerin erişebileceğine dair katı politikalar belirliyor.

Entegre yaklaşım sayesinde BT ekipleri, tek yönetim panelinden tüm güvenlik politikalarını kolayca düzenleyip uygulayabiliyor. Hem operasyonel verimliliği artırıyor hem de güvenlik duruşunu çok daha esnek hale getiriyor.

Uzman Yorumu 
Geleneksel güvenlikte risk, her yeni cihaz veya uzak çalışanla katlanarak artıyordu. SASE’nin en büyük değeri, bu dağınık riski tek bir merkezi yönetim noktasında toplamasıdır. Bir siber güvenlik yöneticisi olarak, farklı güvenlik duvarlarının, VPN’lerin ve proxy’lerin tutarsız politikalarını yönetmek, her zaman en büyük kabusumuzdu. SASE ile güvenlik politikaları artık kimlik temelli ve lokasyondan bağımsız hale geliyor. Bu da, saldırı yüzeyini anında küçültürken, denetim ve uyumluluk süreçlerini radikal bir şekilde basitleştirir. Unutmayın, ne kadar merkezi yönetirseniz, o kadar az risk alırsınız.
Erdem Tutal – Satış Mühendisi

Sase Sase

Kullanıcı Deneyimi ve Performans Yönetimi 

Geleneksel ağ mimarisinin en büyük sorunlarından biri, kullanıcı deneyimini ciddi şekilde olumsuz etkilemesi. VPN bağlantısının yavaş olması, bulut uygulamalarının gecikmeli açılması verimliliği düşürüyor, çalışanların motivasyonunu zedeliyor. SASE’ye geçişte güvenlik ne kadar önemliyse, yüksek performanslı kullanıcı deneyimi sunmak da o kadar hayati rol oynuyor. Bir SASE çözümünün başarısı güvenlik katmanlarının ne kadar iyi çalıştığı kadar, son kullanıcıya sağladığı hız ile de ölçülüyor.

SASE performans sorununu geleneksel yöntemlerden çok farklı bir yaklaşımla çözüyor. Geleneksel ağlarda kullanıcı trafiği, genellikle VPN tüneli üzerinden önce şirketin ana veri merkezine yönlendiriliyor, burada güvenlik kontrollerinden geçiyor. Tüm bunlar tamamlandıktan sonra bulut uygulamalarına ulaşıyor. Daimi yönlendirme (backhauling), özellikle bulut uygulamalarını kullanan uzaktan çalışanlar için yüksek gecikmeye yol açıyor. 

SASE ise bu eski mimariyi tamamen değiştiriyor. Kullanıcı trafiği coğrafi olarak en yakın SASE hizmet noktasına (PoP) yönlendiriliyor, burada tüm güvenlik kontrolleri gerçekleştirildikten sonra doğrudan internete ulaştırılıyor. Şirketin sunucularına uğramaksızın direkt erişim modeli, gecikmeleri minimuma indiriyor.

SASE platformları IT yöneticilerine kullanıcı deneyimi hakkında uçtan uca görünürlük sağlayan merkezi paneller sunuyor. Paneller sayesinde herhangi bir performans sorununu anında tespit edebiliyor, ağdaki darboğazları giderebiliyorsunuz. Dilerseniz kritik iş uygulamalarına öncelik vererek kesintisiz kullanıcı deneyimi elde edebilirsiniz.

Ölçeklenebilirlik ve Esneklik Planlaması

Geleneksel ağ altyapıları, işletmelerin değişen ihtiyaçlarına ayak uydurmakta ciddi zorluklar yaşıyor. Yeni ofis açıldığında veya çalışan sayısı arttığında yeni fiziksel güvenlik duvarları kurmak gerekiyor. Süreç hem çok maliyetli oluyor hem de aylar sürebiliyor. Bulut tabanlı uygulamaların benimsenmesi ile birlikte bu hantal yapı işletmelerin çevikliğini kısıtlıyor.

SASE mimarisi eski modelin aksine, doğası gereği sınırsız ölçeklenebilirlik sunuyor. Bulut üzerinden sağlanan bir hizmet olduğu için, işletmeler ihtiyaç duydukları anda kapasitelerini anında artırabiliyorlar. İşletme, kaç kullanıcısı olursa olsun hizmeti kolayca ölçeklendirebiliyor. Yeni şube açmak veya 100 yeni uzaktan çalışanı sisteme dahil etmek, haftalar süren bir altyapı projesi olmaktan çıkıyor, sadece birkaç tıklamayla halledilebilen basit bir operasyona dönüşüyor.

SASE platformları şirketin değişen ihtiyaçlarına hızlıca uyum sağlayabiliyor. Örneğin birleşme ve satın alma süreçlerinde, yeni katılan şirketin ağını SASE’ye entegre etmek, donanım uyumluluğu gibi sorunlarla uğraşmadan çok daha hızlı gerçekleşiyor. Benzer şekilde yeni siber tehdit ortaya çıktığında, SASE sağlayıcısı tehdide karşı güvenlik politikalarını anında tüm kullanıcılar için güncelleyebiliyor.

Uygulama Optimizasyonu ve Önceliklendirme 

Geleneksel ağ yapılarında ağ trafiği “ilk gelen ilk hizmet alır” prensibiyle çalışıyor. Bu durum zaman zaman kritik iş uygulamalarının performansını etkileyebiliyor. Özellikle uzaktan çalışma modelinde bir çalışan yüksek çözünürlüklü video konferans yapmaya çalışırken, aynı anda başka birinin büyük dosya indirmesi ağda tıkanıklığa yol açabiliyor. Kritik iş akışlarının sekteye uğramasına ve kullanıcı deneyiminin kötüleşmesine neden oluyor.

SASE mimarisi, sorunu ağa gelen trafiği akıllı şekilde yöneterek çözüyor. SASE platformları uygulama farkındalığına (application awareness) sahip oluyor. Böylece ağa giren her trafiğin hangi uygulamaya ait olduğunu anında tespit edebiliyor. Tespit yeteneği sayesinde IT yöneticileri, önceden belirlenmiş politikalarla trafik akışını hassas şekilde yönlendiriyor, kontrol altında tutuyor.

Örneğin işletme için video konferans uygulamaları hayati önem taşıyorsa, SASE platformu üzerinden bu uygulamalara yüksek öncelik ataması yapılabiliyor. Ağ yoğunluğu yaşandığında dahi video konferans trafiğinin kesintisiz şekilde akmasını sağlıyor. Aynı şekilde bant genişliği açısından az kritik olan uygulamalara ise daha düşük öncelik verilebiliyor. 

SASE bir bulut uygulamasına erişim talebi geldiğinde, trafiği en verimli rota üzerinden yönlendiriyor, gecikmeleri minimuma indiriyor. Bu sayede uzaktan çalışan kullanıcı, fiziksel olarak ofiste bulunmasa dahi bulut uygulamalarına tıpkı yerel ağdaymış gibi kesintisiz erişim sağlıyor.

Geçiş Süreci Yönetimi ve Eğitim 

SASE mimarisine geçiş, sadece yeni teknolojilerin devreye alınmasından ibaret değil. Sürecin tamamı değişim yönetimi projesi olarak ele alınmalı. Plansız ani geçiş denemesi ağ kesintileri, güvenlik açıkları gibi önemli riskleri beraberinde getiriyor. Geçiş sürecini dikkatli şekilde yönetmek adına son kullanıcılara yönelik kapsamlı eğitim programı oluşturmak gerekiyor. Geçiş sürecinin yönetimi, genellikle aşağıdaki temel adımları kapsıyor:

  • Pilot Uygulama (Proof of Concept – PoC): SASE çözümünün gerçek ortamda nasıl çalıştığını görmek için küçük bir kullanıcı grubu üzerinde pilot proje başlatılıyor. Bu aşama çözümün işletmenin ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığını test etmek için kritik öneme sahip oluyor.
  • Aşamalı Devreye Alma: Pilot uygulamanın başarıyla tamamlanmasının ardından, SASE çözümü tüm işletme genelinde aşamalı olarak devreye alınıyor. IT ekiplerinin geçişi daha kontrollü şekilde yönetmesine ve yaşanabilecek sorunlara hızlı müdahale etmesine olanak tanıyor.
  • Eski Sistemlerin Devre Dışı Bırakılması: SASE altyapısı oturdukça, eski ağ altyapısı yavaş yavaş devre dışı bırakılıyor. İşletmenin maliyetlerini düşürürken ağ yönetimini de basitleştiriyor.

SASE’ye Geçişte Sık Karşılaşılan Zorluklar ve Çözümleri

SASE mimarisine geçiş sürecinde işletmeler bazı ortak zorluklarla karşılaşıyor. Bu zorlukların önceden bilinmesi ve hazırlıklı olunması, geçiş sürecinin başarısını doğrudan etkiliyor. Özellikle büyük ve köklü kuruluşlarda mevcut altyapıya yapılan yatırımlar nedeniyle direnç oluşabiliyor. Miraslaşmış sistemlerin terk edilmesi, hem teknik hem de psikolojik bariyerlerle karşılaşıyor.

Karşılaşılan en büyük zorluklardan biri teknik ekiplerin yeni teknolojiye adaptasyonu oluyor. Yıllarca geleneksel ağ ve güvenlik yapılarıyla çalışan IT ekipleri için SASE, tamamen yeni bir paradigma anlamına geliyor. Bulut tabanlı güvenlik yönetimi, kimlik tabanlı erişim politikaları ve merkezi yönetim konseptleri, teknik ekibin yeni beceriler edinmesini gerektiriyor.

Bu zorluğun üstesinden gelmek için aşamalı eğitim programları ve sertifikasyon süreçleri planlanmalı. SASE sağlayıcısından düzenli teknik destek alınarak, ekibin adaptasyon süreci hızlandırılabilir. Ayrıca geçiş sürecinde hibrit bir yaklaşım benimseyerek, kritik olmayan sistemlerden başlayıp kademeli ilerleme stratejisi izlenebilir.

Bir diğer yaygın zorluk, uyumluluk ve mevzuat gereksinimleri konusunda yaşanıyor. Özellikle finans ve sağlık gibi regülasyona tabi sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler, veri lokalizasyonu ve gizlilik düzenlemeleriyle uyumlu SASE çözümleri bulmakta zorlanabiliyor. Bu durumda SASE sağlayıcısının ilgili sektörel standartlara (KVKK, GDPR, HIPAA gibi) uygunluğunu detaylı şekilde değerlendirmek ve gerekirse özelleştirilmiş çözümler talep etmek gerekiyor.

SASE Geçiş Sonrası Değerlendirme ve İyileştirme

SASE mimarisine başarılı geçiş, sürekli değerlendirme ve iyileştirme çalışmalarıyla desteklenmelidir. Geçişin tamamlanması, sürecin bittiği anlamına gelmiyor. Aksine, SASE’nin gerçek değerinin ortaya çıkması için düzenli performans değerlendirmeleri ve optimizasyon çalışmaları yapılması gerekiyor.

Geçiş sonrası değerlendirme sürecinde, öncelikle başlangıçta belirlenen hedeflere ne ölçüde ulaşıldığı analiz edilmeli. Güvenlik duruşunda iyileşme, operasyonel verimlilik artışı ve kullanıcı deneyimindeki gelişmeler ölçülebilir metriklerle değerlendirilmeli. Bu aşamada SASE’nin getirdiği toplam sahip olma maliyeti (TCO) hesaplanarak, öngörülen maliyet avantajlarının gerçekleşip gerçekleşmediği kontrol edilebilir.

Değerlendirme sonuçlarına göre iyileştirme alanları belirlenmeli ve SASE yapılandırması optimize edilmelidir. Örneğin, belirli uygulamaların performansında sorun yaşanıyorsa trafik önceliklendirme politikaları gözden geçirilebilir. Güvenlik politikalarının çok katı olması kullanıcı deneyimini olumsuz etkiliyorsa, risk analizi yapılarak politikalarda ince ayar yapılabilir.

Düzenli aralıklarla güvenlik denetimleri ve penetrasyon testleri yapılarak, SASE altyapısının olası güvenlik açıklarına karşı direnci test edilmelidir. Ayrıca kullanıcılardan düzenli geri bildirim alınarak, SASE’nin sağladığı kullanıcı deneyimi sürekli iyileştirilmelidir. Teknoloji sürekli evrildiği için, SASE sağlayıcısının yol haritası takip edilerek yeni özelliklerin ve güvenlik iyileştirmelerinin zamanında uygulanması sağlanmalıdır.

FAQ

SASE implementasyonunun maliyeti nedir? 

SASE implementasyonu maliyeti kullanıcı sayısı, ağ boyutu ve seçilen SASE sağlayıcısına göre değişiyor.

SASE ile SD-WAN arasında tercih yapmak zorunda mıyım? 

SASE, SD-WAN’i bir bileşen olarak içinde barındırıyor, yani SASE’ye geçtikten sonra SD-WAN kullanmaya devam etmiş oluyorsunuz.

SASE’ye geçiş için minimum altyapı gereksinimleri nelerdir?

SASE’ye geçiş için minimum altyapı gereksinimleri arasında güvenilir internet bağlantısı, temel ağ donanımları ve bulut hizmetlerine erişim bulunuyor. Mevcut ağ cihazlarınızın çoğu SASE mimarisine entegre edilebiliyor, ancak bazı donanım güncellemeleri gerekebiliyor.

Mevcut güvenlik çözümlerimiz SASE ile uyumlu çalışabilir mi?

Mevcut güvenlik çözümlerinizin çoğu SASE mimarisi ile entegre çalışabilir. SASE sağlayıcıları genellikle yaygın güvenlik araçlarıyla uyumlu API’ler sunuyor ve aşamalı geçiş sürecinde hibrit yapıları destekliyor.

Kaynak

Size En Uygun Berqnet Çözümüyle Tanışın

Berqnet Firewall ve SASE Platformu

Teklif Al
İş Ortağı Olun

Size En Uygun Berqnet Çözümüyle Tanışın

Berqnet Firewall ve SASE Platformu

Teklif Al
İş Ortağı Olun