Çok Şubeli Dağıtık Ağlar (Distributed Network) Nasıl Oluşturulur, Yönetilir ve Ölçeklendirilir?
Daha önce pek duymamış olabilirsiniz ama dağıtık ağ birçok endüstrinin BT altyapısında oldukça popüler bir kavramdır. Birden çok kaynağı yöneten birleşik bir veri iletişim ağı sağlayan dağıtık ağlara dair ayrıntıları bu yazıda derliyoruz.
Verileri birden fazla merkezi bilgisayara yaymak ve veri işleme süreçlerini farklı bağlantılar arasında dağıtmak, özellikle dijital şirket kaynakları farklı fiziksel konumlarda olan şirketler için birçok avantaj sağlıyor. Dağıtık ağlar (distributed networks) dikkate değer bir ölçeklenebilirlik sağlayarak ihtiyaç durumunda ağ ve dijital yetkinliklerinizi artırmaya yarıyor.
Bu yazıda önce "çok şubeli dağıtık ağlar tam olarak nedir?" sorusuna yanıt vereceğiz, sonrasında da bu ağların nasıl oluşturulduğunu ve yönetildiğini inceleyeceğiz.
Dağıtık Ağ Nedir?
Tek bir sunucunun tüm iş uygulamalarını çalıştırdığı ve tüm verilere sahip olduğu merkezi ağların aksine, erişilebilen kaynakların bir dizi alt ağ, cihaz ve erişim noktasına yayıldığı dağıtık ağlar, uzak ofisler gibi birçok merkezi ağı birbirine bağlıyor.
Tek bir merkezi sunucu olmadığından, ağlardan birinin arızalanması, geri kalanının kesintiye uğramasına neden olmuyor. Merkezi izleme olanağı sunarak ağ yönetimini de kolaylaştıran dağıtık ağlar, aslında tümü bağımsız olarak çalışan fakat hepsi aynı ilkeler tarafından yönetilen birbirine bağlı ağlardan oluşuyor.
Merkezi ve Dağıtık Ağlar Arasındaki Farklar Nelerdir?
Merkezi BT mimarisi, orta ve uzun vadede şirketlerin karşısına önemli sorunlar çıkarabiliyor. Ağdaki işlem hacmi arttıkça yetersiz kalan performansı iyileştirmek için yeni donanımlar eklemek, diğer sunucuların çalışmasını engellemeden pek de mümkün olmuyor. Öte yandan merkezi veri mimarisinde yaşanabilecek bir hata, tüm sunuculara erişiminin engellenmesi anlamına geliyor. Bu yönüyle merkezi BT mimarileri, tek hata noktası (single point of failure) barındırıyor.
Dağıtılmış ağ mimarileri ise sonsuz potansiyel ölçekleme olanağı sunuyor, zira ağı genişletmek için dağıtık ağda uyum içinde çalışacak yeni ağlar sisteme kolayca eklenebiliyor. Şayet ağlardan biri çökerse, diğerleri çöken ağın üstlendiği rolleri paylaşarak kesinti riskini ortadan kaldırabiliyor. Trafik tüm ağa yayıldığından ve eklenen her yeni sunucu ağ kapasitesini yükselttiğinden, ağ performansı aşırı yüklenme riski altında da kalmıyor.
Dağıtık Ağların Avantaj ve Dezavantajları
Bir üstteki paragrafta da belirttiğimiz üzere dağıtık ağların temel faydaları, arızalara karşı direnç, sonsuz ölçeklenebilirlik olanağı ve üstün performans olarak özetlenebiliyor.
- Dağıtık ağlar, ağ içindeki herhangi bir sunucuda yaşanan arızada kesintiye uğramıyor.
- Dağıtık ağlar, merkezi ağlara kıyasla performans ihtiyaçlarına göre kolaylıkla ölçeklendirilebiliyor.
- Ağ trafiği tüm ağa yayıldığından ve ölçeklendirmek kolay olduğundan performans problemi yaşama riski ortadan kalkıyor.
Dağıtık ağların tamamını yönetmenin ve izlemenin merkezi ağlara kıyasla çok daha karmaşık olması ise dağıtık ağların dikkate değer en büyük darboğazı olarak öne çıkıyor. Dağıtık ağlar ölçeklenebilirlik odağında tasarlanmış olsa da merkezi bir izleme sistemine sahip olmadıklarında, ağdaki bileşen sayısı arttıkça kontrol zorlaşıyor. Ağın her bir bölümünün düzgün bir biçimde çalıştığını denetlemek ve ağın güvenli olduğundan emin olmak için çoğunlukla uygun yazılım çözümlerine ihtiyaç duyuluyor.
Tam da bu noktada çok şubeli dağıtılmış ağlar için üretilmiş bulut tabanlı izleme çözümleri, ağ etkinliğini izlemek için gereken donanım ve yazılım ihtiyaçlarını ortadan kaldırabiliyor. Çeşitli cihazlardan erişilebilen bu tip çözümler, herhangi bir yerden tüm ağı kontrol etmeyi de mümkün kılıyor. Profesyonel çözüm sağlayıcıları, dağıtık ağların yönetimiyle ilişkili dokümantasyon oluşturma veya izleme gibi tüm süreçlerde bu araçları tercih eden şirketlerin yanında oluyor.
Sıfır Güven (Zero Trust) gibi mimariler, veri merkezlerini ve o merkeze bağlı tüm ağları yerleşik güvenlik duvarı işlevleri ve yenilikçi kimlik doğrulama protokolleriyle güvenlik ihlallerine karşı dayanıklı hale getirmeye yarıyor.
Çok şubeli yapılarınızın ve uzak çalışanlarınızın ağ ve siber güvenlik süreçlerini tek bir platformdan Berqnet SASE ile kolaylıkla yönetin
Dağıtık Ağlar Bulut Tabanlı Ağ ve Siber Güvenlik Çözümleriyle Nasıl Oluşturulur ve Yönetilir?
Dağıtık bir ağın yönetimini basit ve kolay hale getirmenin yolu, bulut bilişim çözümlerine dayalı birleşik bir ağ yönetim sistemi kullanmaktan geçiyor. Bulut bilişim çözümleri, dağıtık ağa dair tüm özelleştirme seçeneklerinin görülebildiği bir kontrol paneliyle beraber geliyor. Tüm süreç ve ayarlara bulut üzerinden erişildiği için, ağ yönetim sistemini ofiste bulundurmak ya da bakımını yapmak için ek donanımlara ihtiyaç duyulmuyor.
Bulut tabanlı güvenlik önlemleri, ağa bağlı cihazlara doğrudan müdahale etmeye gerek kalmadan, dağıtılmış ağları yetkisiz erişime ve kötü amaçlı yazılımlara karşı güvenli hale getirmek için kullanılıyor. Bu çözümler çoğunlukla ağ genelini kapsıyor ve çok sayıda önlem içeriyor. Bu sayede her yeni cihaz, ağa bağlandığı anda siber tehditlerden korunur hale geliyor. Önceden yapılandırılmış izleme protokollerini ayarlamak, erken uyarıları açmak, bulut sistemlerce sunulan önlemlerden yalnızca ikisi olsa dahi ağda görülen anormal durumları hasara yol açmadan tespit etmeye olanak tanıyor.
Bu noktada şirketlerin, dağıtık ağları yönetmenin stresinin onları tüketmesine izin vermeden, ölçeklenebilirlik ve hızlı entegrasyon odaklarında geliştirilmiş bulut çözümlerine yönelmesi gerekiyor. SASE gibi ZTNA, SWG, FWaaS güvenlik çözümlerini bir arada sunan ve geleceğin siber güvenlik teknolojisi olan bulut yönetim çözümleri, büyüyen şirketlerin artan gereksinimleri kapsamında geliştiriliyor.
11 Nisan 2022