Hastaneler için Siber Güvenlik: Hasta Verilerini Koruma Rehberi

Sağlık hizmetlerinin giderek daha fazla dijital ortama taşındığı günümüzde, hastaneler artık dijital güvenlik açısından da yüksek öncelikli kurumlar arasında yer alıyor. Hasta kayıtlarının sistemler üzerinden yönetildiği bu yapıda, siber tehditler hayati riskler doğurabilir; çünkü hastanın tıbbi geçmişi, alerjileri ve tedavi planı gibi bilgiler kritik öneme sahiptir.
Üstelik sağlık sektöründe yaşanan siber saldırı yalnızca veri sızıntısıyla sınırlı kalmayabilir, ameliyathane sistemlerinin devre dışı kalması gibi doğrudan hasta sağlığını tehdit eden sonuçlara da yol açabilir. Bu nedenle hastanelerin siber güvenlik yatırımlarını artık teknoloji tercihi değil, hasta güvenliği açısından zorunlu adım olarak değerlendirmesi gerekir. Bu rehberde sağlık sektöründeki veri güvenliğinin öneminden başlayarak, hastaneleri hedef alan saldırı türlerinden kadar birçok kritik başlığı bulabilirsiniz.
Sağlık Sektöründe Veri Güvenliğinin Önemi ve Yasal Yükümlülükler
Sağlık verileri, herhangi bir kişisel veriden çok daha fazlasını ifade eder. Bir bireyin hastalık geçmişi, aldığı tedaviler, genetik bilgileri ya da ruhsal durumuyla ilgili kayıtlarele geçirilme riski yüksek verilerdir. Dolayısıyla sağlık sektöründe veri güvenliği, insan hayatını doğrudan ilgilendiren etik bir zorunluluktur.
Hastalar, en özel bilgilerini hastanelere emanet ederler. Bilgilerin sızması veya kötüye kullanılması, hastanın mahremiyetini ihlal eder. Sağlık sistemine olan güveni temelden sarsar. Hastanın hastalığının veya tedavisinin dışarıya sızması, sosyal hayatında ciddi olumsuzluklara yol açabilir.
Siber saldırılar, sadece veri hırsızlığıyla sınırlı kalmayabilir. Fidye yazılımları tıbbi cihazları kilitleyebilir, acil servisleri felç edebilir veya ilaç dağıtım sistemlerini durdurabilir. Doğrudan hasta hayatını riske atabilir, hastanenin işleyişini tamamen durdurabilir.
Ülkemizde hasta verilerinin korunması, sıkı yasal düzenlemelerle zorunlu hale getirilmiştir.
Düzenlemelere uymamanız ağır para cezaları, lisans iptalleri ve hatta hukuki davalarla sonuçlanabilir. Türkiye’de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, sağlık verileri gibi özel nitelikli kişisel verilerin korunması konusunda çok sıkı kurallar getirmiştir. Sağlık kuruluşları, hasta verilerini hukuka uygun toplamak ve depolamakla yükümlüdür. Veri ihlali durumunda Kuruma bildirim yükümlülüğünüz bulunur, ihlallerde ciddi idari para cezaları uygulanabilir.
Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren sağlık kuruluşları için GDPR, kişisel verilerin korunması konusunda en kapsamlı düzenlemelerden biridir. GDPR’a göre sağlık verileri özel kategori kişisel veri olarak kabul edilir, korunması için çok yüksek standartlar belirlenmiştir. İhlallerde milyar euroları bulabilen cezalar kesilebilir.
Her ne kadar yasal zorunluluk olmasa da uluslararası standart olan ISO 27001 sertifikasyonu, sağlık kuruluşlarının bilgi güvenliği yönetim sistemlerini belirli standarda göre sürekli iyileştirdiğini gösterir. Bu, hem yasal uyumluluğa yardımcı olur hem de paydaşların güvenini artırır.
Hastaneleri Hedef Alan Siber Saldırı Türleri ve Vaka Analizleri
Hastaneler, milyonlarca hassas veriyi işleyen dijital veri merkezleri hâline gelmiş durumda. Ne yazık ki bu durum, onları siber saldırganlar için oldukça cazip hedef haline getirir. Yetersiz güvenlik önlemleri, eski yazılımlar, eğitimsiz personel gibi etkenler, hastaneleri savunmasız kılabilir. Aşağıda hastanelerde karşılaşılan en yaygın saldırı türleri sıralanır:
- Fidye yazılımları, hastane sistemlerine sızarak tüm dosyaları şifreler ve açmak için para talep eder. Fidye yazılımları e-posta eki, sahte bağlantılar veya yazılım açıkları yoluyla sisteme sızar. En büyük risklerden biri, kritik cihazların kullanım dışı kalmasıdır.
- Phishing yönteminde sahte mesajlar aracılığıyla hastane personelinden kullanıcı adı, parola veya sistem erişimi gibi bilgiler ele geçirilir. BT dışı birimde çalışan konu hakkında bilgisi kısıtlı personel hedef alınır.
- DDoS saldırılarında saldırganlar, hastane sistemlerine aşırı trafik yönlendirerek sistemlerin çalışamaz hâle gelmesine neden olur. Özellikle uzaktan randevu sistemleri, online hasta portalları ve dijital laboratuvar servisleri bu tür saldırılardan etkilenebilir.
- Tıbbi cihazların internete bağlı olması, onları da saldırı hedefi hâline getirir. Zayıf şifreleme, açık bağlantı noktaları risk oluşturabilir.
Universal Health Services (UHS), ABD’deki en büyük sağlık hizmeti sağlayıcılarından biridir, 400’den fazla sağlık tesisi bulunuyor. 2020 yılında dev bir Ryuk fidye yazılımı saldırısına uğradılar. Saldırı sonucunda, hastanelerin bilgisayar sistemleri ve elektronik sağlık kayıtları devre dışı kaldı. Doktorlar, hasta verilerine ulaşamadıkları için kağıt kalemle çalışmaya geri dönmek zorunda kaldı, bazı ameliyatlar iptal edildi. Hatta bazı hastalar başka hastanelere sevk edilmek zorunda kaldı. UHS, saldırının kendilerine yaklaşık 67 milyon dolara mal olduğunu açıkladı. Finansal kayıptan öte binlerce hastanın tedavisini doğrudan etkileyen, ciddi bir kamu sağlığı kriziydi.


Tıbbi Cihazların Güvenliği ve IoMT (Tıbbi Nesnelerin İnterneti) Riskleri

Modern hastaneler internete bağlı tıbbi cihazlarla çalışan dijital sistemler hâline gelmiş durumdadır. Kalp ritim monitörleri, insülin pompaları, ventilatörler, hasta takip cihazları gibi birçok ekipman, ağ bağlantılı çalışır. Teknolojik dönüşüm sağlık hizmetlerinde verimliliği artırsa da, yeni siber riskleri de beraberinde getirir. Tüm cihazların oluşturduğu dijital ekosistem, Tıbbi Nesnelerin İnterneti (IoMT) olarak adlandırılır.
IoMT cihazları uzun ömürlü olacak şekilde üretilir, yani sık sık yazılım güncellemesi almazlar. Bu da zamanla oluşabilecek güvenlik açıklarının kapatılamamasına neden olur. Ayrıca bazı cihazlarda yeterli şifreleme, kimlik doğrulama veya kullanıcı yönetimi özellikleri bulunmayabilir. Cihazların çoğu üreticiden çıkan ilk hâliyle hastaneye kurulur, güvenlik ayarlarında özelleştirme yapılmaz. Bu da saldırganların cihazlara erişimini kolaylaştırabilir. Açık bağlantı noktası, cihazın ele geçirilmesine zemin hazırlayabilir.
Bir IoMT cihazının ele geçirilmesi, sadece veri hırsızlığı anlamına gelmez. Bu tür saldırılar, cihazın doğrudan işlevini etkileyerek hastaların hayatını tehlikeye atabilir. Örneğin:
- Ventilatörlerin uzaktan kapatılması,
- İlaç dozajlama cihazlarının yanlış çalıştırılması,
Hasta takip sistemlerinin manipüle edilmesi, - Kritik alarmların susturulması gibi durumlar yaşanabilir.
IoMT cihazlarının güvenliğin artırmak için bazı pratik önerileri takip edebilirsiniz. Tüm cihazların çalıştığı ağları ayrı VLAN üzerinde izole etmek, diğer sistemlerle olan iletişimini kontrol altına alır. Böylelikle diğer sistemlerinizde bir sızıntı yaşansa dahi kritik cihazlarınız korunur.
Hasta Verilerinin Şifrelenmesi ve Güvenli Depolanması için Teknolojik Çözümler
Hasta bilgilerini güvende tutmanın en temel yollarından biri, bu verileri şifreleyerek okunamaz hâle getirmek. Veriler hem bir cihazdan diğerine aktarılırken hem de sunucularınızda saklanırken mutlaka şifrelenmiş olmalı. Bunun için yaygın olarak AES-256 gibi güçlü şifreleme protokollerini tercih edebilirsiniz.
Sadece sistemlerinizdeki verileri değil, yedekleri, bulut çözümlerini ve mobil cihazlarınızı da şifrelemeyi ihmal etmememelisiniz. Örneğin, doktorunuz tabletinden hasta kaydına erişiyorsa, bu veri cihazda açık hâlde kalmamalı. Çünkü kayıp ya da çalınma durumunda tüm bilgiler kolaylıkla dışarı sızabilir.
Tüm personelinizin sisteme erişimi olabilir ama herkesin her veriye erişimi olmamalı. Görev tanımına göre kim neye ulaşacaksa, bunu net şekilde sınırlamalısınız. Örneğin, hemşirenin sadece kendi servisindeki hastaları görmesi yeterliyken, teknisyenin yalnızca laboratuvar sonuçlarına ulaşması yeterlidir.
Bunun için ZTNA veçok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) kullanabilir, kullanıcıların yetki seviyelerini belirleyebilir ve tüm erişim hareketlerini kaydedebilirsiniz. Kim, ne zaman, hangi cihazdan sisteme giriş yaptı, hangi kayda ulaştı gibi bilgileri loglamak olası denetim süreci için kritik önem taşır. Berqnet ZTNA (Sıfır Güven Ağ Erişimi), yalnızca doğrulanmış kullanıcı ve cihazların erişimine izin vererek siber saldırı yüzeyini en aza indirir. Her bağlantı öncesinde kimlik ve cihaz doğrulaması yaparak güvenliği artırır.
Düzenli yedekleme yapmayı ve bu yedekleri ana sistemden izole ortamda tutmayı da unutmamalısınız. Özellikle fidye yazılımlarına karşı, yedeklerinizi korumak sizi büyük bir krizden kurtarabilir.
Hastane Personeli için Siber Güvenlik Farkındalık Eğitimi Programı Oluşturma

Hastanelerde kullanılan teknolojik altyapı ne kadar gelişmiş olursa olsun, sistemleri kullanan insanların dikkatli olmaması hâlinde tüm güvenlik riske girebilir. Çünkü birçok siber saldırı, teknik sistemleri hedef almak yerine doğrudan insan davranışlarını hedefler. Bir personelin dikkatsizce tıkladığı sahte bağlantı ya da unutulan şifre, tüm ağı tehdit altına sokabilir.
Dolayısıyla etkili siber güvenlik politikasının vazgeçilmez parçası, çalışanlara yönelik daimi farkındalık eğitimleridir. Özellikle sağlık alanında, hasta verilerinin ne kadar hassas olduğunu göz önüne alırsak, tüm personelin dijital tehditler konusunda temel bilgiye sahip olması zorunludur. Farkındalık eğitiminde mutlaka ele alınması gereken konular arasında şüpheli e-postaların tanınması ve sosyal mühendislik saldırılarına karşı dikkatli olma gibi başlıklar yer almalıdır.
Eğitim programları oluşturulurken tüm çalışanların aynı bilgi seviyesinde olmadığını unutmamalısınız. BT ekibiyle hemşireler, danışma görevlileriyle laboratuvar personeli farklı risklerle karşı karşıya kalır. Bu nedenle eğitimlerin rol bazlı hazırlanması ve her grubun kendi iş süreçlerine göre örneklendirilmesi etkili sonuçlar verir.
Pratik uygulamalarla desteklenen kısa ama sık aralıklarla tekrarlanan eğitimler, siber güvenlik davranışlarını alışkanlık haline çevirir. Örneğin, ayda bir düzenlenen 15 dakikalık çevrimiçi eğitim videoları veya yılda birkaç kez yapılan simülasyon tabanlı saldırı testleri, farkındalığı diri tutmak açısından oldukça etkilidir.
Sağlık Kuruluşları için Data Loss Prevention (DLP) Stratejileri

Data loss prevention (DLP) sistemleri hastane ağınızda hangi verilerin nasıl kullanıldığını takip eder, kritik bilgilerin yetkisiz yerlere aktarılmasını engeller. Böylece veri ihlalleri oluşmadan tespit edilerek önlem alınabilir. Hasta kayıtları, reçeteler, laboratuvar sonuçları gibi hassas bilgiler DLP kapsamına alınmalıdır.
DLP stratejilerinin etkinliği için öncelikle hastanenizde hangi verilerin korunacağı, bu verilerin nerede bulunduğu ve kimlerin erişim hakkına sahip olduğu net olarak belirlemelisiniz. Veri sınıflandırması yaparak hassas bilgiler önceliklendirilir, risk oluşturabilecek noktalar tespit edebilirsiniz.
Teknolojik açıdan ise, e-posta, web trafiği ve USB cihazları gibi veri aktarım noktalarına DLP çözümleri entegre edebilirsiniz. Konfigürasyonları iyi yapılmış sistemler şüpheli dosya transferlerini engeller, personelin yanlışlıkla veri sızıntısına yol açmasını da önler. Ek olarak DLP çözümleri, düzenli raporlar hazırlayarak, hastanenizin güvenlik durumu hakkında sizi bilgilendirir. Böylece hem anlık müdahale hem de uzun vadeli güvenlik planları oluşturmak kolaylaşır.
Hastanelerde Güvenli Uzaktan Erişim ve Telesağlık Uygulamaları
Telesağlık uygulamaları sayesinde artık doktorlar uzaktan hasta bakabilir, sağlık çalışanları evlerinden sistemlere erişebilir ve hastalar evlerinin konforunda randevularını alıp bilgiye ulaşabilir. Bu yenilikler beraberinde ciddi siber güvenlik risklerini de getirir.
Geleneksel hastane ağı belirli fiziksel sınırlar içinde daha kolay kontrol edilebilirken, uzaktan erişim sınırları ortadan kaldırır. Bu durum saldırı yüzeyinin genişlemesi gibi tehditleri beraberinde getirir. Personelin kişisel cihazları üzerinden hassas verilere erişmesi veri sızıntılarına zemin hazırlayabilir. Uzaktan teletıp için kullanılan uygulamaların kendi içlerindeki güvenlik açıkları da istismar edilebilir.
Hastanelerin karşı karşıya olduğu uzaktan telesağlık risklerini ortadan kaldırmanın en modern yollarından biri, SASE çözümleridir. Geleneksel güvenlik yaklaşımları, ağ çevresini korumaya odaklanırken, SASE bu yaklaşımı tamamen değiştirir. Artık ağın merkezi sınırı yerine, güvenlik hizmetleri doğrudan cihazların olduğu çerçeveye taşınır.
Sağlık Kuruluşları Berqnet İle Güvende!
SASE, merkezi yönetim sıfır güven ağ erişimi (ZTNA) gibi çeşitli ağ hizmetlerini tek bulut tabanlı platformda birleştirir. Entegrasyon, hastane personelinin nerede olursa olsun güçlü güvenlik politikasıyla korunmasını sağlar. Örneğin doktor evinden hasta kayıtlarına erişmeye çalıştığında, ZTNA önce kullanıcı kimliğini doğrular, cihazının güvenli olup olmadığını kontrol eder ve sadece yetkilendirilmiş bilgilere erişimini sağlar.
Berqnet Firewall çözümü ile 5651 loglama, hotspot yönetimi ve VPN gibi temel güvenlik ihtiyaçlarınızı mevzuata tam uyumlu şekilde karşılarken; güçlü uygulama filtreleme, saldırı tespit/önleme sistemleri (IPS/IDS) ve URL filtreleme gibi katmanlı güvenlik özellikleriyle hastane ağınızı dış tehditlere karşı koruma altına alırsınız.
İşletmenize en uygun Berqnet çözümü için şimdi teklif alabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Hastane Wi-Fi ağları, hasta ve ziyaretçiler için ayrı (misafir) ağlar oluşturularak, kritik sistemlerle olan bağlantısı tamamen kesilmelidir. Ayrıca, güçlü şifreleme (WPA3 gibi), captive portal kimlik doğrulama yöntemleri ve düzenli loglama ile güvenlik güçlendirilmelidir.
Hastaneler olası bir siber saldırıya karşı İş Sürekliliği ve Felaket Kurtarma Planı (BCDR) hazırlamalıdır. Böyle durumlarda kritik hasta bilgilerine hızlıca ulaşılabilmesi için çevrimdışı yedekler tutulmalı, alternatif iletişim ve hasta yönetim yöntemleri (örneğin manuel kayıtlar) hazır bulundurulmalıdır.
Hasta cihazlarının doğrudan hastane sistemlerine bağlanması risk oluşturabilir. Bu nedenle hastaların cihazları yalnızca güvenli, izole edilmiş misafir ağlarına bağlanmalı ve bu ağlar kesinlikle kurumun kritik sistemlerinden ayrı tutulmalıdır.
Güncellenmesi mümkün olmayan eski sistemlerin korunması için izolasyon (network segmentasyonu), düzenli izleme ve davranışsal analizle anomali tespiti yapılmalıdır. Ayrıca firewall kurallarıyla eski sistemlere yalnızca zorunlu erişimlere izin verilmelidir. Bu sistemlerin dış ağla bağlantısı minimum düzeyde tutulmalıdır.
Kaynakça
ISO/IEC 27001:2022
Universal Health Services faces $67 million loss after cyberattack
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU
Artificial intelligence for IoMT security: A review of intrusion detection systems, attacks, datasets and Cloud–Fog–Edge architectures